Saat 12 olmalı, yine kaldırım taşları üzerindeydi.
Kimbilir bugün yine kimlerin gezindi eşsiz bedeninde eli
Buğulu camlardan görebildiğim soğuk çehresi,
Biraz olsun aydınlattı geceye inat karanlık caddeyi…
Saçlarına dikkat kesildim bir an, dağılmıştı
Sanki her bir tel, nasırlı bir parmağın yansıması
Ruhunu ayaklar altına serdiği kırmızı halısı
Son kez sevişmek istiyordu onunla kaldırım taşları…
Kalktı, yürüdü, sendeledi ansızın!
Söyleniyordu galiba: ‘fahişe, geçmez bu ağır sızın’
Bir dost türküsü değil, bari bir kedi mırıldasın,
Düştüğü bu bataklıktan pençeleriyle kurtarsın..
Sokak lambalarına karşı sigarasının ateşi,
Ne de asil duruyordu kalçasından kaymış kemeri
Tenini okşayan sinsi rüzgarın üfleyişi
Hatırlattı fahişeye o ilk sahte sevişmeyi..
Bacaklarındaki morluklardı işinin kutsi damgası
Kızarmış gerdanına taktı hayat vazife nişanını
Sayısı meçhul dokunuşlar aşındırırken sırtını
Geceler verdi ona kimliksiz hiçlik kartını..
Yavaşça uzaklaştı ve kayboldu önünden penceremin
Artık duyulmuyordu o sert melodisi çizmelerin..
Düşündüm de ne farkı var benden bu fahişenin?
Ruhumu satmışım düzene vereceği üç kuruş için…
NAİM KAYA
skip to main |
skip to sidebar
Naim Kaya'nın "Münzevi Adası"na hoş geldiniz.. Lütfen sessizce okuyun. Düşünceleriniz için sizi yormamak adına alta seçenekler ekledik, bir tanesine tıklayın! Ha seçeneklerde 'berbat olmuş' yok, böyle de bir düşünceniz varsa parçanın alt tarafına yorum olarak belirtebilirsiniz! Bir de bütün şiirler ilk sayfada yer almayabilir, onun için blog arşivinden seçip üzerine tıklayarak da onlara ulaşabilirsiniz. Size sessiz olun dedim ama ben çok konuştum bu kadar yeter :) Haydi rast gele dostlarım...
12 Mart 2010 Cuma
Şahsi Facebook ve Twitter Adresim
Hakkımda
- N AO
- Şubatta doğdu. Martta bir aylık oldu. Sonra her sene bir sene bir sene düzenli olarak arttı. Yedi sene boyunca yaşayabilmek için değişik pratikler öğrendi (yemek yemek, sobaya dokununca yanacağını bilmek, türlü ihtiyaçlarını giderebilmek vs. ) O yedi yıldan sonraki yıllar sürekli okul denen değişik yerlerde bulunan ve ilk, orta, lise gibi seviyelerdeki binalara girdi çıktı. Olayı bilgisayar oyununa benzetiyor. Şu anda 4. level olan üniversite adlı bölümde. Oyunun sonraki seviyelerinde galiba iş bulması evlenmesi çoluğa çocuğa karışması falan gerekecek. Sonra da oyun bitecek ölecek işte! Ya da önce.. Kaygılarımla...
1 yorum:
"karantinalı despina" okumalısın. http://www.siirperisi.net/siir.asp?siir=3119
Yorum Gönder