12 Mart 2010 Cuma

FAHİŞE HAYAT

Saat 12 olmalı, yine kaldırım taşları üzerindeydi.
Kimbilir bugün yine kimlerin gezindi eşsiz bedeninde eli
Buğulu camlardan görebildiğim soğuk çehresi,
Biraz olsun aydınlattı geceye inat karanlık caddeyi…

Saçlarına dikkat kesildim bir an, dağılmıştı
Sanki her bir tel, nasırlı bir parmağın yansıması
Ruhunu ayaklar altına serdiği kırmızı halısı
Son kez sevişmek istiyordu onunla kaldırım taşları…

Kalktı, yürüdü, sendeledi ansızın!
Söyleniyordu galiba: ‘fahişe, geçmez bu ağır sızın’
Bir dost türküsü değil, bari bir kedi mırıldasın,
Düştüğü bu bataklıktan pençeleriyle kurtarsın..

Sokak lambalarına karşı sigarasının ateşi,
Ne de asil duruyordu kalçasından kaymış kemeri
Tenini okşayan sinsi rüzgarın üfleyişi
Hatırlattı fahişeye o ilk sahte sevişmeyi..

Bacaklarındaki morluklardı işinin kutsi damgası
Kızarmış gerdanına taktı hayat vazife nişanını
Sayısı meçhul dokunuşlar aşındırırken sırtını
Geceler verdi ona kimliksiz hiçlik kartını..

Yavaşça uzaklaştı ve kayboldu önünden penceremin
Artık duyulmuyordu o sert melodisi çizmelerin..
Düşündüm de ne farkı var benden bu fahişenin?
Ruhumu satmışım düzene vereceği üç kuruş için…

NAİM KAYA

1 yorum:

semender dedi ki...

"karantinalı despina" okumalısın. http://www.siirperisi.net/siir.asp?siir=3119

Yorum Gönder