Her şair annesine bir şiir yazar dediler,
Ancak ben ne bir şairdim;
Ne de annemi anlatabilecek kelimelere sahiptim..
Hem bir anne niye anlatılırdı ki?
Beni dokuz ay karnında taşıdı diye mi?
Yoksa sayemde aşerip yemediğini bırakmadığı için mi?
Ne yani, taşımak çok mu zordu karnında?
Bende her gün 3 kilo çantayla okula gittim!
Hem de bir lokma bir şeydim,
Bir anne kadar güçlü de değildim..
Sonra doğma sürecim varmış bir de.
Kadın, en yakın bu anda olurmuş ölüme,
Aynı zamanda bir o kadar doğacak olan bende..
İlk sütünü verdi hemen, telaşla, aceleyle
Her hatamda haram etmekle korkutacağı silahını ilerde!
Ne yapabilirdim ki, uzun yoldan gelmişim, içmişim tek nefeste..
Hastalıklar başlamış sonra, zayıf kalmış bedenimde,
Uyumamış annem gecelerce, biliyor ki hata kendisinde!
Ama ben mi dedim, soğukta üstümü değiştir diye!
Yasaklar, sınırlamalar başladı akabinde..
Kırdığım bir vazoda yediğim iki tane sille!
Peki vazo beni kırsa? Kaldırılacak sadece düştüğü yere..
Yemek yedirirken ki davranışlar bir de,
Bari dudaklarımı sabunlu bezle bastırarak silme!
Ağzımdan çıkanı sen niye yiyorsun be anne,
At çöpe, bir kaşık yemekle batılmaz merak etme!
Sokakta oynarken dizimi parçalardım düşünce..
Zaten acıyor, birde bu yüzden attığın dayak niye?
Hem okula da artık sen götürmesene,
Rezil oluyorum, adım çıktı ‘süt kuzusu’ diye!
Kocaman çocuk oldum hala yıkıyorsun beni sürte sürte,
Sıcak suyu anladım, temizler ama tası kafama geçirme!
Garezin mi var bana, kurularken bari kulaklarımı delme,
Kazaklarım boynumu kesti, diktiğin üçüncü sınıf yünle..
Ya anne! İşte böyle..
Sakın hakaretler yağdırdığımı düşünme,
Beni böyle sana karşı sitemkar görünce..
Gurbetteyim şimdi, hasretim saçının tek teline,
Kabulümdür, olsun önümde, hatta bir tas yemeğin içinde..
Biliyorum şimdi yediğim her tokadın amacı niye?
Atacağım adımlara bir tüyoymuş onlar ilerde!
Dedim ya anne, seni yazacak kelimelerim yok diye,
Çocukluk düşüncelerimdi onlar, nasıl anlatırdım ki küçük beynimle?
O saf körpeyi affet şimdi, bak büyüdü de iyice,
Bırak verdiğin emekleri, takılma artık içtiğim süte,
Senden gelen her şey biliyorum ki benim lehime,
Helal et hakkını anne, yediğim tokatların bile…
NAİM KAYA
skip to main |
skip to sidebar
Naim Kaya'nın "Münzevi Adası"na hoş geldiniz.. Lütfen sessizce okuyun. Düşünceleriniz için sizi yormamak adına alta seçenekler ekledik, bir tanesine tıklayın! Ha seçeneklerde 'berbat olmuş' yok, böyle de bir düşünceniz varsa parçanın alt tarafına yorum olarak belirtebilirsiniz! Bir de bütün şiirler ilk sayfada yer almayabilir, onun için blog arşivinden seçip üzerine tıklayarak da onlara ulaşabilirsiniz. Size sessiz olun dedim ama ben çok konuştum bu kadar yeter :) Haydi rast gele dostlarım...
Şahsi Facebook ve Twitter Adresim
Hakkımda
- N AO
- Şubatta doğdu. Martta bir aylık oldu. Sonra her sene bir sene bir sene düzenli olarak arttı. Yedi sene boyunca yaşayabilmek için değişik pratikler öğrendi (yemek yemek, sobaya dokununca yanacağını bilmek, türlü ihtiyaçlarını giderebilmek vs. ) O yedi yıldan sonraki yıllar sürekli okul denen değişik yerlerde bulunan ve ilk, orta, lise gibi seviyelerdeki binalara girdi çıktı. Olayı bilgisayar oyununa benzetiyor. Şu anda 4. level olan üniversite adlı bölümde. Oyunun sonraki seviyelerinde galiba iş bulması evlenmesi çoluğa çocuğa karışması falan gerekecek. Sonra da oyun bitecek ölecek işte! Ya da önce.. Kaygılarımla...
1 yorum:
☺️☺️
Yorum Gönder