21 Ekim 2014 Salı

YARIN'A DAİR

bugün sana,
yarın için bir teklifim var.
gel telefonunun uyandırma müziğini,
"one more cup of cofee" yap sabaha.
dur be hemen sinirlenme!
arkana yaslan ve,
"bir fincan daha kahve" yap yanına.
bu bir dinginlik davetidir.
bütün öfkeni suya yatır bir günlüğüne.
ve sakince sür tereyağını ekmeğin üstüne.
zeytine çatal batırma,
domatesi bıçakla dilimleme.
zaten dişlerinle öğüteceğin işkenceyi
olabildiğince hafife indirge.
yavaş adımlarla çık evinden yarın
yetişme telâşesinden uzak yürümeyi dene.
ve en azından bir kere,
ağır ağır ilerleyen otobüse küfretme.

gel yarın sakin olalım bir günlüğüne
ruhunuzu lime lime edip bırakan,
bütün o psikolojik savaşlardan,
kısırlaşmış muhalif tartışmalardan,
yıkılmamaya yeminli tabulardan,
hadım edilmiş şiirden, edebiyattan,
fütursuzca yakılan sanat sokağından,
ileri demokrasi kurbanı insan haklarından,
elimde hıyar var diyene tuz kapıp koşanlardan,
mezarında ters dönmüş Freud'dan..
sıkılgan bir emekli baba öfkesiyle,
içinizde biriken en terörize tutkulardan,
halinden memnun O geniş kitleye,
beslediğiniz pornografik duygulardan.
en değerlinizi sevginizle yormaktan,
en sevmediğinizi değersizliğiyle vurmaktan
sizi keşmekeş eden bütün mide bulantılarınızdan,
arının bir günlüğüne, sakin olun.

senle benle kalmasın yalnız bu senfoni,
haydi bu sefer de tam tersi olsun,
en tabandan en tepeye sirayet etmiş bulunsun.
mesela akşamına bu sabahın,
dörde bölünmüş televizyon ekranlarında
birbirinden nefret eden adamlar bağırmasın.
veya milyonların istif edildiği meydanlarda,
büyük platformları dolduran,
o küçük mikrofoncuklardan,
etrafa virüs yayan öfke tükürükleri sıçramasın.

çok değil bir gün, yarın.
veya ister misiniz hemen her yarın?
sakin bir sokak köpeğinin,
konteyner dibindeki,
kurumuş bir kemiğe baktığı gibi
birbirimizin gözlerine bakarak konuşalım.
gözler gibi kulaklarımızı da kaçırmaksızın,
gardı alınmış dinlemelerden,
radarı açılmış duymalara ulaşalım.

yarın sakin olalım.
gerçekten ölmeyiz.
gerçekten oluruz.

NAİM KAYA

4 Ekim 2014 Cumartesi

YORGUNUM

O kadar yorgunum ki;
Hasat zamanı toprak,
Eylül sonunda yaprak,
Ya da postalı yırtılmış
Savaş ortası tutsak..
Var sen anla ruhum,
Ki o kadar yorgunum.
Huysuz ihtiyar bir sızı,
Ağrıyor artık yaşamak..

NAİM KAYA